
Bir hafta önce bir tanesi vücut geliştirme hocası olan diğeri de federasyona yakın olan iki büyükle ayaküstü sohbetimiz oldu. İkisinin de söyledikleri programa telefonla konuk olan antrenör ile aynı kapıya çıkan benzerlikte sözler oldu. Hatırlarsanız adını unuttuğum antrenör programda sporculara verilen altın ile antrenörlere verilenler arasında bir eşitsizlik olduğu vurgulanmıştı. Gelelim sorulara,
Spora hangi gözle bakılıyor ?
Spor ne için yapılıyor ?
Bireysel sporlar ile takım sporları arasındaki farklar neler ? (Ben-Biz durumu)
Ülke adını temsil ettiğiniz bir yerde başka bir amacınız ne olabilir ?
Emek işi mi ? Kolaya kaçmak mı?
Ustaya saygı kuşağı gerçekten var mı?
Hangi işi yaparsanız yapın burada hak ettiğinizi alma konusunda biraz soru işaretleri oluyor tabi. Bakış açısı ile ilgili bir durum ama olayı "Sen çok aldın ben az aldım" kısmına çevirince, kimse kusura kalmasın olay spordan başka bir yere gidiyor. Tabii ki hepimiz gelir elde edeceğiz ama en son kulağıma gelen sporculara verilen altınların artması ve antrenörlere ise yok denecek kadar az verilmesi kısmı tüyleri diken diken ediyor. Bir de olayın şu yönü var şimdi gerçekten hiç almıyorlar mı ? Yoksa az alıp da hiç almıyoruza mı getiriyorlar. Ayrıca bunun yanında bunun bir intikam şekli olduğu da dile getirilmiş. Madem bu kadar alıyoruz, buyrun siz de bunları alın.

Önemli olan burda hangi amaçla spor icra ediliyor ? Hem sevdiğiniz işi yapıp hem de para kazanmak en keyiflisi ama olaya körü körüne o yönden bakmak bizi köreltiyor. Önceki yazılarımda ve sonra yazacaklarımda çok duyacağınız şey var "Biz Ülke insanları olarak yaptığımız işleri na kadr benimsiyoruz ?" sadece yapmak içinse yapılır orada problem yok.
Umarız bu kara sayfa gerilerde kalır. Bilinçli çalışan ve ne için çalıştığı kişilerin olduğu günleri yakalarız. Unutmadan burada en büyük emek ustaya ait bir de :)
Ustaya saygı olmazsa, gerisi de olmaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder