Social Icons

twitterfacebookgoogle pluslinkedinrss feedemail

8 Şubat 2017 Çarşamba

Bisiklet üzerinde kadın olmak - Tanıtım

 Takip edenler vardır belki aynı zamanda Kadıköy'de bisiklet kullanıcılarının fikirlerinden oluşan bir oluşum olan "Bisiklet Nabzı" vardı. Tabi bu her zaman sadece birbirimize kulaktan kulağa veya belirli kitleye anlatılan zorlukları biraz daha gözler önüne sermekti.

 Daha çok kişiye ulaşmak için bazı kullanıcıların da kendi anlattıklarını yazı şeklinde aktarıyoruz. Belki toplu taşımada vakit geçirmek için okuyabilirsiniz. Olaylar tamamen gerçek, tabi istenmeyen olaylar da yaşanıyor. Bunlar da herkesin başına gelecek diye bir şey yok ama kontrolü tamamen kaybetmiş bir şehirde de neyin, ne zaman olacağını kestiremiyoruz...

 Aylin bize kendi elinden tecrübelerini, zorlukları, kısacası iki teker üzerinde yaşadıklarını anlattı,

 "Bisiklet üzerinde kadın olmak" Giriş kısmı ile sizlerle ;)
Sıkılmamanız için şimdilik giriş kısmını yayınlıyoruz ve parça parça yayınlamaya devam edeceğiz. Keyifli okumalar 

 Maceram 3 sene önce, bodrum katta yatmakta olan bisikleti spor amaçlı kullanmamla başladı. Akşamüstleri mangalcıların arasında Bostancı-Kartal arası gidip gelmeye başladım. Aslında amacım kilo vermekti. “Bisikletle kilo verilir mi?” sorsunun cevabını arayanlara: 20 kilo verdim!
İlk başta spor amaçlı sürmek isterken, zamanla bakış açım değişmeye başladı çünkü hayatta beni bisiklet sürmek kadar mutlu eden başka bir şey olmadığının farkına vardım. Onu çok seviyordum ama ne olursa olsun eski bir bisikletti ve artık isteklerimi karşılamıyordu. Araştırmalarıma başladım, hangi bisiklet benim ihtiyacımı karşılar, süspansiyonlu mu yoksa düz maşalı mı, şehir mi dağ mı, yoksa yol bisikleti mi? Frenleri V olsa yeter mi yoksa disk frenli mi olmalı? Onlarca soru sonunda kendime uygun olan bisikleti seçtim. Tabi bu süreçte iyi bir bisikletçiye denk gelmek çok önemli. Benim bisikletçim bana çok yardımcı oldu, onun da katkılarıyla bisikletime kavuştum ve asıl macerama başlamış oldum. Artık yeni bisikleti, kaskı, eldiveni ve aydınlatmaları olan bir kadın bisikletçiydim.

            Yeni bisikletime ve ekipmanlarıma kavuşunca, ne yalan söyleyeyim, kendime güvenim geldi. Bisikletimi yalnızca spor için değil ulaşım için de kullanmaya başladım. Hal böyle olunca araçlarla içli dışlı olmanın tadına da vardım. Trafikte olmak bana kalırsa çok güzel bir olay ama büyük dikkat istiyor ve ufak bir hata bile büyük sonuçlar doğurabiliyor. Bunun yanında sürücülerin çıkarttığı güçlükler de yok değil. İstanbul’daki trafiğin içinde olmak üstüne bir de kadın olmak eklenince iş biraz daha zorlaşabiliyor.