Social Icons

twitterfacebookgoogle pluslinkedinrss feedemail

30 Ekim 2013 Çarşamba

Dağ bisikleti ile engebeli arazide sürüş

 Twitter üzerinde Ertuğrul Arkadaşımız ile konuştuğumuz konu dağ bisikletçiliğine gelmişti. Belki videolardan veya sohbetlerden, twitter yorumları üzerinden belli olmuyordur ama aynı zamanda dağ bisikleti sahibiyim. Bunun dışında yol bisikletçiliği veya dağ bisikletçiliği gibi bir fanatizm doruklarında bir şeyler yaşamıyoruz :) bunu belirtelim ama sadece bisiklet hastasıyız onu da ekleyeyim. Zamanı geliyor yol (yarış) yeri geliyor dağ bisikletine geçir yapıyorum. Konular ve açıklanacak maddeler bir hayli fazla. Ertuğrul da bana çevirilecek makale veya dersler olabilir, yapabilir miyiz ? Dedi. Blog, video çekimleri, tanıtımlar, fikirler vs. işler dışında da ciddi bir iş mesaisi veren biriyim bunu da belirtmek isterim :) Twitter'da yazıyorsam ya mobilim ya da o arada bir boşluk yakalamışımdır :D


 Neyse beni geçelim, bisikletlere dönelim. Ertuğrul dağ bisikletçisi ve işe yarayacak bilgileri diğer insanlara da ulaştıralım dedik. Bilgi paylaştıkça büyük biliyorsunuz artı bir de unutmayalım teraziye tıklayalım :) Ertuğrul'un bana yolladığı konu "Dağ bisikleti ile engebeli, taşlık arazide sürüş nasıl yapılır?" Adı altında çok faydalı olacak, özellikle de yeni başlayan hatta hoplamayı ve zıplamayı sevenlere faydalı olacağını düşündük. Kendisine de çok teşekkür ediyorum buradan. Bundan sonra MTB veya dağ bisikleti bölümünde sizlere faydalı olacak paylaşımlar sunacağız, bilginiz olsun. Sonra vay efendim ben duymadım, etmedim demeyin valla kulağınızı çekerim :)


 Eğer siz de katkı vermek isterseniz, twitter, youtube, mail aracılığı ile iletişime geçebilirsiniz.


 İyi pedallamalar :)

Sizlere önce videoyu paylaşıyoruz, videonun altında indirme linki olacaktır. Oradan da Türkçe PDF dosyası ile gereken açıklamaları okuyabilirsiniz.



TÜRKÇE PDF İNDİR

22 Ekim 2013 Salı

Super B Tamir ve Zefal Yama Seti Tanıtımı


 Merhabaaaaalar merhabaaalaaar. Bu sefer sizlere bir adet “Super B” adında tamir seti ve “Zefal Yama Seti” ürünlerini tanıtmak istedik. Super B Tayland menşeili bir üretim ama elinize aldığınızda hiç o dandik hissiyatı vermiyor açıkçası. Zefal bildiğiniz Fransız Malı zaten. Super B tamir setini alma işi biraz şans olmuştu aslında. İstanbul-Sirkeci’nde bu Doğubank’a gelmeden ara sokakta bisikletçilerin olduğu sokak var, orada iç lastik bakınırken bir dükkandan almıştım. Gayet pratik ve ideal bir set. Hani ufak ama etkili derler ya işte öyle bir şey (Erol Evgin’i de andık bu arada :)

Yanlarına da iki adet dış lastiği sökmek için levye düşünülmüş ve ufak güzel bir kılıf da eklenmiş. Fiyatı ise 30 TL civarındaydı ki gayet uygun. Çünkü bazen bu tarz küçük esnafların olduğu yerler olmayabiliyor çevrenizde o yüzden büyük mağazalara gidiyorsunuz orada da maalesef size çok para harcatmak için her şeyin bir yerde olduğu bir ürün bulmak neredeyse imkansız gibi. Varsa da aşırı derecede pahalı.
 Keza bu son söylediğim daha çok Zefal yama seti ile alakalı. Kutu içeriğinde,
Bir zımpara
2 adet lastik sökmek için levye
6 adet yuvarlak (25mm) yama
1 adet 24x35 mm yama
1 adet 27x42 mm yama
1 adet yapıştırıcı bulunuyor. Fiyatı ise 10 TL ama İzmir’de. Temmuz Ayı’nın bir haftasını İzmir’de geçirmiştim ve orada can sıkıntısından son nefesimi verecekken aklıma bisiklet kiralamak geldi. O esnada (genelde terslikler beni bulur) artı yanıma yama seti de alayım dedim. Fiyatı ve markayı görünce şok olmuştum. İstanbul biraz daha pahalı olduğu için, elinizden geldiğince çok araştırın ve fiyatları takip edin.

 Bizden bu seferlik bu kadar efendim. Kendinize çok iyi bakın, bu görebileceğiniz son güzel havaların da tadını iyi çıkartın.

 İyi pedallamalar :)


16 Ekim 2013 Çarşamba

Tarihte ilk defa II

 Tarihte ilk defa bölümümüzün bu kısmında yine aslını bilmediğimiz olayların nasıl geliştiğini hatta ilk defa neler olduğunu sizlere aktaracağız. Heyecanlanacak olanlar varsa şimdiden dil altı haplarını alsınlar yoksa mesuliyet kabul etmiyoruz :)



  İlk defa hipodromda bisiklet yarışı

 Tarihte ilk defa (1972) bir hipodromda bisiklet yarışı düzenlendi. Aslında bunun asli şöyledir. Paralarını alamayan at bakıcıları, gece birlik olup tüm atlara mısır yedirip, şu içirmişler ve ertesi gün yarışa bir saat kala tüm atlar migdeyi cortlatmış. Ada tecrübesi olanlar bilir, ne pis koku ve yer kaplayan bi kakadir at boku :D işte bunun üzerine jokey kulübü ortaya böyle yanarlı dönerli bir iş koyup yarısı bisiklete çevirdi.



 Bisiklet üzerinde ilk sarkma veya yaslama




  Bisikletin yavaş yavaş insan hayatının yaşamında bir parça olduğu zamanlarda tabii ki bu işi kötü niyete çevirenler de türedi. İlk defa 70'lerde bisiklet eğitmeni adı altında sarkmaya çalışan kişiler peydah oldu. Nereden çıktığı belli olmayan bu cıbiliyetsizler, halkın tepkisi ile kısa sürede ortadan kayboldu. Fotoğrafta eğitmenin talebesine sarktığını rahatlıkla anlayabilirsiniz, anlayamadıysanız gidin evden çıkıp temiz hava alın.






İlk defa gerçekleşen zincirleme bisiklet kazası

 Sene 80'ler ve talihsiz bir iş sonucu gerçekleşen ilk zincirleme kazası. Şöyle ki, yurtdışına ekmek parası kazanmak için giden abdül sütutmaz adlı kişi. Gidenin arkasından şu dökülür geleneğini küçükken yanlış anlamış ve bir bisiklet yarışında gelenlerin üzerine şu dokunce zincirleme reaksiyon gibi zincirleme kazaya da imzasını atmış oldu. Fotoğrafta bisikletçilerin birbirlerine girmeden önceki hallerini görüyorsunuz.



İlk takım elbise ile bisiklet sürüşü


 Yine ilk defa takım elbise ile grup bisiklet turu yapıldı. Burada macerayı seven elemanlarımız paça boyları, kol boyları ayarlanmadığı için kıyafetlerde çeşitli deformasyonlar yaşandı. Kiminin apış arası yırtılırken, kiminin de koltuk altı yırtıldı. Bu duruma Ayşe Teyze bile anlam veremedi (Veremez tabi, o zaman ACE yoktu) Grup bu kadar rezil kepaze olduktan sonra turu yarıda tamamlayıp eve döndüler ama evdeki hanımlardan da bir o kadar fırça yediler. Fotoğrafta takım elbiselerin cortlamadığı ilk anları görebilirsiniz.





Efendim bildiğiniz üzere bu bölüm mizahı dilde dile getirilip, yazılmıştır. Gerçekle alakası yoktur, inanan varsa Harry Potter'in Baykuşuna bile inanıyordur. Allah akıl fikir versin, ne diyim ? :)

 iyi pedallamalar

Seninki kaç vites ?

12 Ekim 2013 Cumartesi

Bisiklet üzerinde kırılan rekorlar 2

 İlk yazımız daha soğumadan hemen ardından bu sefer arazi bölümüne isimlerini yazdıranları ele alacağımızı yazmıştık. Şimdi gelelim kimler neler yapmış ?


Thomas Frischknecht
 Dağ bisikletiyle arazi bisikletçiliği alanında en fazla Dünya Şampiyonluğu (Erkek)

İki erkek dağ bisikletiyle arazi bisikletçiliği alanında üç kez Dünya Kupası kazandı.
Julien Absalon
Thomas Frischknecht (İsviçre) 1992, 1993 ve 1995'te kupayı alırken, Julien Absalon (Fransa) ise 203-2006 ve 2007 yıllarında aldı.






Yokuş aşağı dağ bisikletçiliğinde en fazla Dünya Şampiyonluğu (Kadın)

Anne-Caroline Chausson
Anne-Caroline Chausson (Fransa) yokuş aşağı dağ bisikletçiliği alanında 12 kez Dünya Şampiyonu oldu. Sporcu bu şampiyonalardan üçünü 1993-1995 yılları arasında çocuk sınıfında, geri kalanını ise 1996-2005 yılları arasında yetişkin sınıfında kazandı.





Arazi bisikletinde en çok Dünya Şampiyonluğu (Kadın)

Gunn-Rita Dahle Flesjaa
 Gunn-Rita Dahle Flesjaa (Norveç) arazi bisikletçiliği alanında dört kez Dünya Şampiyonu oldu. Şampiyonluk 2002-2004-2005 ve 2006 yıllarında geldi.




Not: Nette bazı cüretkar pozlarına da rastladık :D






En çok Dünya Şampiyonu olan takım

İspanya, takımlar arası dağ bisikletçiliği Dünya Kupası'nı üç kere kazandı. Şampiyonluk 1999-2000 ve 2005 yıllarında geldi.



7 Ekim 2013 Pazartesi

Doping şırıngasına kuşlar mı konar ?

  Başlık için Rumeli Halk Türküsünden dem vurayım dedim. Geçenlerde yine arama tarama yaparken Lance Abimizin filminin trailer'ı çıktı karşıma baktım biraz, sinirlendim, duraksadım ... Adamında anlatacak şeyleri var tabi ama artık adın çıkmış bir kere. "Bir şeyleri düzeltmek için" bu cümlenin devamını getirmek isterdim fakat şu var, önceden sakin kafayla yapacaklarınızın ilerde ne gibi geri dönüş yapabileceğini sakın ama sakın unutmayın. Dikte etmiyorum, yanlış anlaşılmasın. Abi sözü veya tavsiye olarak alın isterim. Bireysel spor, takım sporu olsun işin içinde rekabet ve sonrasında şan, şöhret olunca etik değerleri hiçe sayıyor kimileri.

 Dosya Konusu: Lance Armstrong'un Filmi

 The Lance Armstrong Lie

 Texas inatçılığını bir türlü üzerinden atmayan ve o illet hastalıktan da kurtulmayı başaran, bir zamanlar insanlara umut veren bir kişi olan Lance'in son olayları bir filme dahil olacaktı. Dökümanter bir yapım olan The Lance Armstrong Lie filmi, 2013 Venedik ve Toronto Film Festivallerinde gösterildi. Milletimizin genetik olarak yaptığı araştırmadan etmeden infaz et durumu bünyem içerisinde barınmıyor o yüzden son olarak bu filmi de izlemeye çalışacağım. Bakalım kendisi bir şeyler dile getirmiş mi? Getirdiyse kayda değer neler söylemiş ? Bunları süzmeye çalışacağım :)

 Diyeceksiniz şimdi "Kafayı mı kırdın ?" Söz konusu başarı, spor ve bisiklet olunca kafadan çatlak oluyorum. Unutmadan şunu da hatırlatayım sizlere, genelde dökümanter filmler Ülkemizde çok az boy gösteriyorlar. Kısa film etkinlikleri ya da film festivallerinde kazara denk gelinebilir. O yüzden notlarınız arasına bu filmi alın. Daha sonra bir şekilde edinmeye çalıştığınızda izlersiniz.
8 Kasım'da dışarıda gösterimi başlayacakmış, buralarda ne olur? Bilinmez :)

Herkes iyi pedallamalar

Seninki kaç vites ?





Bisiklet üzerinde kırılan rekorlar 1

 Dünya üzerinde her insan bir şekilde hedefler belirleyerek kendilerini ktaplara yazdırıyorlar. Bu yazımızda da bisiklet ile rekorlara imza atanlardan bahsediyoruz.


 Bisikletle en hızlı Dünya Turu



 1983 Doğumlu olan Mark Beaumont (İskoç) 29,445,81 km pedal çevirerek Dünya'yı bisikletle dolaştı. Yolculuk Paris'te 5 Ağustos 2007'de başladı ve Avrupa-Pakistan-Malezya-Avustralya-Yeni Zelanda-Amerika'dan da geçerek 15 Şubat 2008'de aynı yerde bitti.






 İtalya Turunda en fazla etap birinciliği


 1967 Doğumlu Mario Cipollini (İtalya),1989-2003 yılları arasında İtalya Turu'nun 42 etabında birinci oldu.











 En fazla İspanya Turu birinciliği

Tony Rominger



Roberto Heras Hernandez
İki bisikletçi İspanya Turu'nu üç kere kazandı. Tony Rominger (İsviçre),1992 ve 1994 yılları arasında birinci olurken Roberto Heras Hernandez (İspanya) 2000, 2003 ve 2004'te birinci oldu. Hernandez, 2005 yarışını da kazandı ama eritropoitein aldığı tespit edilince derecesini kaybetti. Bunun üzerine 2005 yılının birincisi Denis Menchov (Rusya) oldu.




Denis Menchov


İspanya Turunda en fazla etap birinciliği

Delio Rodriguez (İspanya) 1941-1947 yılları arasında İspanya Turu'nun 39 etabında birinci oldu.










Fransa Turunda iki şampiyonluk arasında en uzun süre 




Gino Bartali (İtalya) İlk Fransa Turu birinciliğini 1938 yılında 24 yaşındayken kazandı. İkinci şampiyonluk ise 1948 yılında geldi. Bu 10 yıl, 1903'de başlayan yarışın tarihinde iki şampiyonluk arasındaki en uzun süre olarak kayıtlara geçti.





 En fazla Britanya Turu birinciliği




 Malcolm Elliot (İngiltere), Britanya Turu'nu üç kere kazandı. Şampiyonluk 1987-1988 ve 1990 yıllarında geldi.








 Ayakta çıkışla 500 metreyi en hızlı tamamlayan kadın bisikletçi


Anna Meares (Avustralya) 31 Mart 2007'de İspanya Palma de Mallorca'daki Palma Arena'da ayakta çıkış yaparak 500 metre yarışına başladı ve yarışı hız ayarlayıcı olmadan 33,588 saniyede tamamladı.




 En hızlı çıkışla 500 metreyi en kısa sürede tamamlayan erkek bisikletçi




Chris Hoy (İngiltere) 13 Mayıs 2007'de Bolivya La Paz'da hızlı çıkışla başladığı 500 metre yarışını 24,758 saniyede tamamlayarak bir rekora imza attı.







 İkinci bölümde arazide elde edilen başarıları yazacağız.

 Seninki kaç vites?

İyi pedallamalar

5 Ekim 2013 Cumartesi

Betona gömülmüşüz

 Ülke 80'lerde sıkıştığı kafesin içerisinde ve aradığı kimliği yeni yeni bulmaya çalışırken 90'lar üzerinde de etkisi oldu. Bunu neden anlatıyorum ikisini de görmüş bir beden, etraftaki değişimi gördükçe daha bir miğdesi bulanıyor da ondan.

  90'larda çoğu fabrika artık şehir içlerinden çekilmeye başlamıştı, kimisi iflas kimisi de artık yerlerinin yetersiz olmasından dolayı. Gözlerimden o zaman eksik olmayan bir renk vardı "Yeşil" hatta o kadar çok seviyordum ki montumu bile yeşil almış, ilkokulda çevre kolu olmuştum. Çocukluk düşünceleri, basit ve art niyetsiz...

 Büyüdük, değişim hayatın olmazsa olmazı. Değişim içerisinde nereye gittiğiniz de önemli, yukarısı ya da aşağısı. Bir düzen aldı etrafımızı, kapitalist ve gözü aç devamlı daha çok katılaşan yapılar. Soğuklar ve çirkinler, hele hele kimileri sadece ego düzeni içerisinde diğerlerini hiçe sayanlar (Beleş Tepedeki uzun gökdelen)  Son on senedir İstanbul bana çok ama çok soğuk geliyor. İnsanlar konusunu açmıyorum çünkü kendini yetiştirmek ve diğer vs. unsurlar var, konu çok geniş.

 2010 senesinde inşaat sektörünün patlayacağı konuşuluyordu, hatta benim de katıldığım bir toplantıda kendi kendime "80 sonrası emlakçılar yapacaklarını yaptı zaten" Dedim, bu şehire daha ne kadar konut lazım ki?" Yanlış düşünmüşüm, bünyeleri aç olan bir güruh, yeşile alerjisi de var. Etraf o kadar yapay ve soğuk ki grinin çeşit çeşit tonlarını görebilmek mümkün. Her yer şantiye. Beton, demir ve vinç üçlülerini görmekten gına geldi.

 Trafik ayrı bir dert zaten, yakınmaya gerek yok. Onları kullanan boynuzluları da eklediğiniz de tam bir curcuna. İşin komik tarafı otomobil kullanıcıları da birbirlerine dayılanıyor. Saygı yok anlayacağınız :)

  Herkesin içerisindeki "Ben" şişmiş. İnsan bulmak zor ya :) evet maalesef. Bizi ayakta tutan en pozitif işlerden birisi bisiklet. Bazılarına komik ve basit geliyor ama gerçek burada. Zaten sallamıyoruz :) Başlar bu kadar sıkışıklığa nasıl karışmıyor ? Onu da anlamak mümkün değil :) Herkes kaymağını yiyor ya değil mi ? Ülkeye en çok farklı sayıda araba giren Ülke bizim sanırım :/

Her şey suni oldu, nereye çıksam araba dolu ve karbondioksit içinde yüzüyoruz. Sınırlama getirirler mi? Orası da muamma :) Yeni siteler yapılıyor ama çimen ve iki ağaç kondurup sizi kandırıyorlar. Sanki dışarıdan farklı bir hayat yaşıyormuşsunuz gibi.




















Aslında biz aynı fanusun içinde farklı bölümlerdeyiz :)





Bu şehir kendi içinde boğulmuş
Ağlayanı yok
Her gelen bıçağını saplamış
Renkleri kaybolmuş, kimliğini kaybetmiş
Hep bir değişim içinde
Her kafadadan farklı bir biçimde
Biz seni hep kartpostallardaki gibi hatırlayacağız

Seninki kaç vites?

Herkese iyi pedallamalar.

2 Ekim 2013 Çarşamba

F1 Pistinde Bisiklet mi ?

Normal yollarda bile bu kadar kaosa sürüklendiğimizi göz önüne alırsak, f1 pisti şaka veya hayalden öteye geçmeyecek sanıyorsunuz ama öyle değil tamamen gerçek hatta anne eli değmiş gibi.

Yer: Istanbul Park (Akfırat Mahallesi Göçbeyli Bulvarı No: 1.İstanbul Park, Tuzla)
Tarih: 6 Ekim 2013

"Caddelerde Olmaz Piste Gel" sloganıyla bu sefer bisikletseverleri piste bekliyoruz. En azından trafiğin ve karbondioksitin olmadığı bir alanda aynı sevdalılarla olmak bambaşka bir duygu içine alacak sizleri. (Fotolara tıklayınca otomatik büyür)
Pist için hazır mısın?


Daha detaylı bilgi için tıklayınız

Herkese iyi pedallamalar, hoşçakalın :)

Seninki kaç vites ?