Öncelikle bu hikayeye başlamadan önce sıcağın vermiş olduğu vıcık vıcık yapışkanlıktan ve halsizlikten arındığınızı düşünerek başlıyorum yazıma...
Ankara macerası nereden çıktı ?
Aslında Ankara'ya gelme gibi bir fikir, aklımın ucunda bile yoktu ama verilmesi gereken kararlar doğrultusunda gelindi.
Olay aslında çok komiktir. İnşallah bir giriş yapabilirsem anlatacağım :D şimdi efendim yeni bir bisiklet alma fikri Mayıs sonunda beni dürttü ama nasıl kıvrandırıyor... Araştırmalar dahilinde karar verildi. Onu ara, bunu, şunu derken kendime ait kadro boyu bir yerde buldum ama onun da üzerindeki vites sistemi bana göre düşüktü ve sonrasında başka yerlere bakarken bir Ankaralı satıcı buldum. Konuştuk ettik falan derken iş ciddiydi zaten olay önce Salı günü ama yer bulamadığımdan (biraz da fiyattan) Çarşamba gününe sarktı. İyi kötü gidiyoruz da bu işin bir de sıcağı var değil mi?
Facebook'dan ve Twitter'dan da sonrasında güzergah çıkarmıştım ama bu sıcaklar adamı mahvediyor yahu. Gölgede 35 dereceyi gördükten sonra fazla kalmamamın gerektiğini anladım. Sanki bir rapper bana diss atıyor gibiydi. Sanki AŞTİ'ye gelip, sevgiliden son bir öpücük alır gibi ayrıldım. Anlamsız geldi birden hayat....
La n'oluyor ?
Dönüş iyi kötü geldik evimize, kafayı sıyıran biri olarak böyle atraksiyon yapmış olmayı da hayatımın bir köşesine not düşüyorum :) kime anlatsam, belki siz bile deli diyeceksiniz ama sonuçta bu da benim maceram.
Bu maceranın anlatıldığı kısa bir VLOG olacak ama tam detaylı anlatımı ve sizin işinize yarayacak olan kısmını bisiklet üzerinde anlatmayı planlıyorum.
Günlük yazmayı da özlemişim... İyi geldi
Kendinize iyi bakın, iki tekerle kalın
24 Haziran 2016 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder