Günümüzde teknoloji yatak odasına kadar girdi diyebilirim. Yanımızdan ayrılmayan akıllı telefonlar, yeni nesil televizyonlardaki işletim sistemleri devamlı kendilerine bağlamaya çalışıyor insanları. Özellikle akıllı telefonların muhabbeti ve çevremizdeki farkındalığı kestiği bir gerçek var. Otobüse ve minibüse bindiğimde ilk baktığım boş yer neresi :) ikincisi ise insanların nelerle meşgul olduğu. Kitap okumaya çalışanlar var, onları tebrik ediyorum. Çoğunluk yüzdeye vurduğumuz zaman kafalar kırk beş derece aşağıya, telefon ekranlarına hapsoluyor. Hatta bir keresinde hiç unutmam baba-oğul birlikte ekranlara gömülmüşler, ne muhabbet var ne de başka bir şey :)
Bizden aldıkları tek bir şey var, iletişim. Evet konuşabiliyoruz sayesinde, uzakları yakınlara getiriyor belki ama o sıcaklık ? Gerisini siz söyleyin.
Başka bir örnek yine kendim şahit olduğum. Minibüse binmiştim yine akşam vakti. Herkes önce "BEN" kavramı içinde sıra beklemeden binmeye çalışıyor. Birinci aşama bitti, herkes bindi. İkinci aşama bu sefer para uzatma savaşları :D kimisi en önce vermek için hemen atak yapıyor, kimisi de soteye yatıp sakin anı kovalıyor ve elden ele uzattırıyor. Ayakta kalmıştım, problem değil. Bu arada şoförün yanında bulunan koltuğun arkasında duruyordum. Herkesi görebileceğiniz yerlerden birisi. Ücretler uzatıldıktan sonra, abartmıyorum on - on beş saniye sonra herkes ya cebine ya da çantalarına gömülüp telefonlarını çıkarıp yine o küçük dünyalara gömülmüştü. Buna benzer ve farklı çok şahit olduğum şeyler var tabi konu dağılmasın diye bu ikisi bizlere yeter.
Karanlık sohbet, yazımızın başlığı. Neden ?
Karanlık bazılarının korkusu,dayanamadığı,zevksiz,anlamsız bir an. On Sekiz Eylül'de bisiklet filmleri festivali başlamıştı. Açılışı sonrası en lezzetli durak olan ikinci güne geldik. Sandalyeler ve minderler hazır. Ekrana yansıtılmış BFF logosu, arkadaşlarını bekleyenler, çiftler, tekler, erasmus yapanlar vs. her çeşit insan buradaydı. Civarda genel bir elektrik arızası yaşanıyordu, jenaratörlerin sesi her şeyi bastırıyordu. Saat gelmişti, kendimi film dünyasına bırakmıştım derken ikinci filmin ortasında jeneratör de dayanamadı ve karanlıklar içine gömüldük :)
On dakika sonra herkesten beyaz telefon ışıkları bekliyordum. Bu gerçekleşmedi ve güzel sohbetler kulaklarıma misafir oluyordu. Sağ tarafımda bisiklet dünyasına yeni adım atmış biri, arkadaşıyla beraber turlar ve deneyimler hakkında konuşuyordu. Biraz önümde oturan çiftler ise karanlıktan istifade (Bkz. Sinemada en arka köşeye sotelenmek) oynaşıyorlardı. Arkamda da tanıdık sesler. Geçen sene tanışıp, güzel işler yaptığımız ekip vardı. Biraz daha karanlıkta kalmayı istedim. Evet böylesi daha güzeldi, keyifliydi. O kadar güzel şeyler konuşuluyordu ki bisiklet sayesinde sigaraya son veren, uzun tur planlarını arkadaşlarına açıklayanlar hatta özgürlüklerine yeni bir boyut kattıklarını anlatıyorlardı. İlerleyen saatlerde artık film gösterimlerinin bir sonraki güne veya kararlaştırılan bir günde gösterileceği duyuruldu. Herkes gitmeye başlıyordu. Bu güzel sohbetleri dinlemek istiyordum. İşin en güzel tarafı ise şikayet eden ve olumsuzluk çıkartacak hiç bir şey duymadığımdı. Normalde sızlanmalar ve olumsuz sesler yükselir bu tip organizasyonlarda :)) Belki de en azından kulağıma gelmedi. İçlerinden söyledilerse bilemem :)
Karanlık bu sefer keyif vermişti. Evlerimizde de elektrik kesildiği zaman sıkıntıya düşmüş gibi olanları da biliyorum. Yeni nesil diye birilerini suçlamayacağım. Çünkü bazıları bu teknolojiyi (telefon, oyun konsolları,tablet) insanlara sus payı olarak veya çocuk yaramazlık yapmasın diye eline tutuşturuyor ama neleri verip, neleri onlardan götürdüklerinin farkında değiller.
Karanlık bazen,
dinlenmek
düşünmek
konuşmak
sohbet etmek
dinlemek
görmek
var olanı hatırlamak
sevmektir.
Karanlık korkulacak bir an değil artık. Yapabileceğiniz çok şey varmış değil mi ?
26 Eylül 2014 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder