Temmuz (2014) Ay'ı ortasında Eskişehir'i göreyim dedim. Hem kişisel işlerim için hem de dergilerden gördüğüm kadarı ile Avrupa havasında bir yer gibi kafama yerleşmişti. İstanbul'dan otobüs ile beş saatte vardım. Sıcak her haliyle kendisini hissettiriyordu.
Biraz şehir merkezine doğru gittiğimde ise çok fazla alışık olmadığım uçakların sesleri kulaklarımı belirli periyotlarla tırmalıyordu :D (Havacılık Okulu olmasından dolayı) Eskişehir tarihe tanıklık eden şehirlerimizden birisi ve bunun yanında hem öğrenci şehri hem de bisikletin çok kullanıldığı bir ilimiz. Gitmeden bir hafta önce de malum bu Sarı Bisiklet kampanyasını başlatan firmaya elektronik posta ile nerede olduklarını sordum. Bir hafta sonunda cevap gelmedi. İki buçuk hafta sonra cevap geldi o da kendi facebook sayfalarında nere olduğu belirtiliyormuş bilgisiydi :) işime yaramadı ama bu kadar geç cevap vermeleri de garibime gitmişti.
Gezebildiğim yerlere gelirsek,
Masal şatosu denilen ve çocukluk zamanında bizlere anlatılan masallar için yapılmış çok güzel bir şato var. Burayı büyük-küçük demeden gezmenizi tavsiye ediyorum :) Bunun yanında kendi çapında akvaryumu ve bir de Sabancı grubunun şehire bağışladığı uzay bilimleri binası var. Eskişehir'deki tek olumsuz şey ise bu tür yerlerin saat 17:00 itibariyle kapanıyor olması. Belki de İstanbul'a göre ziyaretçi akını olmuyordur ama bana garip geldi (Bkz. Memur zihniyeti) tabi bu söylediğimi kötü olarak algılamayın. Akşamına da Barlar Sokağında aldım soluğu. Nevizade'nin bir kopyası varmış gibi :) daha az gürültü var. Bu bile güzeldi benim için :)
Not: Fotoların üzerine tıklayarak büyütebilirsiniz. Birkaç foto da ilerleyen günlerde eklenecektir.
Ertesi gün kahvaltı için bir şeyler atıştırayım diye dışarı çıktım. Pastaneye girdim orada da sağa sola bakınırken güzel bir duvar kağıdı vardı :) Pencere kenarına oturduğumda baktım, gencinden yaşlısına herkes kullanıyor valla helal olsun. Darısı bizim tembellerin başına :D
Şehirdeki ulaşım ve trafiğe gelirsek. Çoğunlukla sürücüler saygılı. İstanbul gibi bir koşuşturma ve kaos yok. Kafamı nereye çevirsem bisiklet var :D :D bu çok güzel. Hatta bir ara arkadaşımı beklerken kiiltlenmiş bir bisikletin fotosunu çektim ve ardından bir dakka sonra sahibi geldi. Belki içine kurt düşmüştür diye fotosunu çektiğimi anlattım. O da İstanbul'da yaşıyormuş, biraz bisiklet üzerine muhabbet ettik sonra bastı pedalına yoluna koyuldu. Bisikletliler ve araçlar birbirleri ile uyum içinde geçiniyorlar en azından aksi bir durum görmedim. Belki de arada oluyordur. Yaz olduğu için ve öğrenciler olmadığından nüfus azlığı da dikkati çekiyor. Eğitim zamanı kalabalığın da arttığı bir gerçek.
Bu güzel şehir bisikletle daha güzel. Umarım bozulmadan devam eder her şey. Bir dahaki sefere de Porsuk Çayında gezeceğiz. A unutmadan Eskişehir'li Gezgin pedallar adlı grubun da güzel bir turu oldu. Videolarını da izleme şansım oldu. Çok güzel bir tur :) izlemenizi tavsiye ederim ;)
3 Ağustos 2014 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder